Bursa basını olarak geçtiğimiz hafta Kastamonu’ya gerçekleştirdiğimiz gezimizin ikici durağı, Kastamonu il merkezi oldu.
Cumhuriyet Meydanı’nda uygun bir yerde otobüsten indik. Meydan çevresinde yer alan Cumhuriyet dönemi yapıları Hükümet Konağı’nı,
İl Genel Meclisi binasını, Kastamonu Lisesi’ni ve Kastamonu
Üniversitesi Rektörlük binasını hayranlıkla seyrederken, meydanla tarihi miras arasında set oluşturan ve hiçbir özelliği ve estetiği olmayan beton yapıları ibretle seyrettim.
Heyet olarak bizler Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan “Atatürk ve Şerife Bacı” anıtını seyredip hatıra fotoğrafı çektirirken, KAS-DER Başkanı İsmail Tiftik’in Hükümet Konağı’na girip çıkması bir oldu.
Daha önce İnegöl Kaymakamlığı yapan Vali Erdoğan Bektaş’ı makamında ziyaret ettik. Hükümet Konağı, Kastamonu Rektörlüğü önünde yer alan Cumhuriyet Meydanı’ndaki anıtı gezip, meydandaki cumhuriyet dönemi yapılarını inceledik.
Vali
Bektaş, Kastamonu’nun tarihi kültürel yapısı, Selçuklu ve Osmanlı
dönemlerindeki durumu ve Milli mücadele yıllarındaki etkinliği,
sosyo-kültürel yapısı ve ekonomisi konusunda açıklamalarda bulundu.
Bizans öncesi Patnogonya eyaleti ve Anadolu Selçuklular döneminde Candaroğulları beyliğinin
merkezi olan Kastamonu, 1400’lü yıllarda Fatih’in Trabzon’u fethe
giderken Candaroğlu İsmail Bey, Sinop’ta Beyliği savaşmadan Fatih Sultan
Mehmet’e teslim etmiştir.
Eski
Kastamonu eyalet haritasına göre, sınırları Samsun’dan Üsküdar’a uzanan
Kastamonu eyaleti, tarihi süreç içinde oluşan vilayetler nedeniyle
küçülmüş. Kastamonu işgal yüzü görmemesine rağmen Çanakkale’de en çok şehidi olan üç ilden biri.
Kastamonu
milli mücadelede önemli bir konuma sahiptir. İstanbul’dan ve değişik
yörelerden temin edilen savaş malzemeleri, deniz yoluyla İnebolu’ya,
İnebolu’dan da karayoluyla Kastamonu üzerinden Ankara’ya kağnı arabaları
ve insanlarımızın sırtında taşındığı tescilli İstiklal yoluna sahip bir
ilimiz.
Bu anlamda Türkiye Cumhuriyetine “güç ve kan” veren Kastamonulular, aslında İnebolu-Kastamonu-Çankırı- Ankara olan “İstiklal Yolu”nun “tescilli” 90 km’lik İnebolu-Kastamonu arasını her yıl 3 günde yürüyorlar.
Pek
çok maddi ve manevi mirasa ve 19 ilçeye sahip olan ilin 170 km
uzunluğunda sahil şeridinde 6 ilçesi yer alıyor. 13 bin kilometrekarelik
yüzölçümünün yüzde 63’ü ormanla kaplı olan Kastamonu, Ilgaz ve Küre
milli parklarını bünyesinde barındırıyor.
KASTAMONU KEŞFEDİLİYOR
Son
yıllarda ilden göç durmuş vaziyette. Nüfusun yüzde 45’i kırsalda
yaşıyor. Şehri boydan boya geçen dere kenarına sıralanan konakların her
yıl 40-50’si sahipleri tarafından restore ediliyor. Kente ayrı bir güzellik katan konakların yanı sıra bin 500 civarında tescilli tarihi kültür varlığı ile önemli bir turizm potansiyeli oluşturuyor.
Vali Bektaş, şehirde bir bütünlük içinde ‘kentsel dönüşüm’ için uğraştıklarını belirterek, bu konuda çok yol almadıklarını ancak sonuçtan ümitli olduğunu söylüyor.
CEM SULTAN
Vali Erdoğan Bektaş, Cem Sultan’ın bir süre Kastamonu’da ikamet ettiğini söylerken, “Kastamonu’nun
homojen ve sağlam bir etnik yapısı var. Mayası sağlam ki, o dönemlerde
problem çıkaran unsurlara ikamet yeri olarak düşünülmüş” yorumunu yapıyor.
KASABA KÖYÜ
Siz
hiç ”kasaba” adı taşıyan köy duydunuz mu? Ben duymamıştım, duydum.
Kastamonu’ya yaklaşık 20 kilometre mesafedeki Kasaba Köyü’nde 1366
yılında Candaroğlu Adil Bey’in oğlu Mahmut Bey tarafından yaptırılan
camiyi görmek için gittik. “Mahmut Bey Camii”nin özelliği, içi tamamıyla
ahşap ve çivi kullanılmadan yapılmış, ahşaplar ise kök boyalarla
süslenmiş haliyle günümüze ulaşmış olmasıdır.
Eşref Uzundere | Kent Gazetesi
Çarş. Haz. 20, 2012 1:15 pm